5 Ekim 2013 Cumartesi

Hani ben Asumandım...



Uzayan hayatların kısırlığında sıkışmış geçmişten gelenler, hoş geldiler...

Hani ben Asumandım. :)

Bildiğim ama hiç görmediğim bir kış. Kar kar diye dilenen ruhum; soğuk bir Ocak haftasının cumartesi ayazında tanışmış dünyayla... İsimsiz, kandan gayrı renksiz, az biraz şişko bir bedenle şekillenivermiş hayat.
Kimi armutlar olunca, kimi biçim zamanı, kimi kirazlar derken ilk gerçek tarihli doğum ünvanı da işlenmiş kıza. Nüfus müdürlüğünde çalışan baba arkadaşı memur, Asuman demiş nasıl isim? Asuman: gökyüzü, sema!
Güzel isim velhasıl koyalım gitsin. Dünyayı, çiçeği, böceği, yaratılan ne varsa sevsin. Kedere de, sevincede değsin. Asuman.
Telefondan önce, telgrafın telleri kıvamında bir vakit. Uzaklardan bir dilek dökülmüş kağıttan. Bir postacı yeni adımı getirir yine soğuk bir Ocak. Yine karlı bir hafta, yine kış. Dayı der ki telgrafta kızın adını Dilek koyun stop. Dilek. O günden sonra hep Dilek derler kıza. Asuman şimdilik rafta. Asuman kolları çok minik daha, sığmaz ki içine sarsa Dünya.
Kış geçer, bahar gelir, yaz olur Dilek gel, Dilek git, Dilek yürü, Dilek koş derken Asuman üstü bulanmış toz, kalır öyle rafta. Ve bir Eylül sabahına kalkılır evde cümbür cemaat çokça kış, bahar, yazdan sonra. Asuman'ın tozunu silkeleme zamanıdır artık itinayla. Yakın mesafelerin otobüse binmeye değmeyeceği uzaklıktaki okul yoluna düşülür anneyle elkola. Nasıl ola da Dileğe Asuman olduğu anlatıla.
" Sınıfta Dilek ( Sürekli şimdi bir de Yelman ) diye bir kız daha varmış, sakın adın okunduğunda burdayım deme yavrum. Senin adın Asuman unutma! Zaten ben yanındayım ama sen yine de bil çocuğum tamam mı senin adın Asuman. Dilek dediğinde hoca parmağını kaldırma. " Bilmem kaç adım boyunca tekrarladı annem "senin adın Asuman, sakın unutma! " Hiç bitmeyecek sandığım o yakın mesafe nihayet bitti anneyle girdik sınıfa. Ağlayan, gülen, koşan, susan dolu koca bir Dünya!
Benim içimde bir bilinmezlik çünkü adım Asuman.
O zaman okula uyum haftası yok tabi. Ablalar, abiler, miniler hep aynı gün okulda. ( Rıvayet yine geldin aklıma. " Ögratmanım Tugrul beni dögdi " diye ağlayan sesin kulağımda. )  Sınıfa girdik. Sessiz, meraklı, çokça ağlamaklı oturduk sıralara. Uzun boylu, gözlüklerinin altında yüreğiyle bakan bir adamla tanıştık. Ahmet Beşir Ertan dedi ben. Şimdi sizleri tanıyacağız sırayla. Anneler de otursun yanlarınıza. İsmini söylediğim kaldırsın parmağını tanışsın arkadaşlarıyla.
Annem dürtene kadar normaldi her şey. Yol boyu bana tembih ederken kendi aklı nerelere uçmuştu acaba?
" Dilek sana diyor öğretmenin kalksana. Burda burda Dilek burda. " diğer Dilek burdayım dese de duyulmamıştı heralde annemin beni dürtmesinden heyecanla. Annem benim. Yüzünü görmeliydiniz dönüp sorarken ben;
Anne, hani ben Asumandım!

Yıllar sonra anama benzedim bir gün. "Anne iyi misin sen, kendime nasıl selam söyleyeyim? "

Yaş olmuş otuz küsür. Çok geçmiş vallahi hiç geçmemiş gibi görünen o yılların üstünden. Büyümüşüm. E dünya da ne tek Asumandım ne Dilek. Çok sevdim bir Dileği daha gönülden. Gitmişim Dileğe, konuşmuşuz oradan buradan. Annemin arayası tutmuş bir zaman.
-Nasılsın yavrum, iyi misin?
İyiyim anne, ya sen?
-İyi işte ne olsun. İş güç. Patates çıkardım, gel yiyelim.
Ah anne keşke yakın olsa da koşsam.
-Eee başka ne var ne yok, nerdesin?
Dileklerdeyim anne oturuyoruz.
   Daha uzadı,uzadı sohbet. Konuştuk durduk kışladan, konudan komşudan, eşten dosttan. Annem kapatacak telefonu da Dileğe selam söyle dedi kapatmadan.
Dedim anne iyimisin sen. Kimle konuşuyorsun sandın ki zaten.
 Dedi annem Dileklerdeyim demedin mi sen Asuman!
 Ha dedim o Dilek. Ya anne yaşlandık mı ki hiç anlamadan.

O zaman hak verdim yıllarca Dilek deyip Asuman'ı, Asuman deyip Dilek'i soranlara.

Gelen telefonları " Burda öyle biri yok" deyip kapatan eşi, dostu, akrabayı. Ve hatta babamın okul arkadaşlarım aradığında yabancı birine sesleniyormuş gibi Asumannnn diye zorlana zorlana çağırışını.
Yıllar sonra biri Dilek diye de sevdi ya! Gam yemez Asuman daha. Hoşgeldin, geç gelsende ömrümün dileyen anlamına. Dileğim dedikçe sen gökyüzü oluyorum ben; susuyor Asuman, gök, sema!

Hala Dilek kim diye soranlara... Dilek de ben Asuman da. :) Sadece farkına varamıyorum arada biri kızmazsa.

Asuman Dilek... Namı diğer "Kungfu" , " Kıtmır" , "Değerli " ( laf aramızda hala değerli gibi gülerim. :) ) Otuzaltı yıl sonra bir gece vakti beni minicik aklı iki ismin ortasında karışmış bir kızla bırakıp yattın Seyhan abla. Bu yazının sorumlusu sensin valla!



03.23/ 05.10.13

24 Mayıs 2013 Cuma

E yeşil diken dedik, Kaktüs dedik de gülün de yok mu dikeni... Yıllarca bütün şairlerin dizelerinde, bestelerin de bestekarların süregelir hem de. Bir turuncu şafak tadında gülümüz de olsun sayfamızda. :)







4 Mayıs 2013 Cumartesi